ALTIN PORTAKAL'DA BELGESELLERDEN UMUT, KÖKLER VE DEHA ÖYKÜLERİ

62. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Perge Salonu’nda gerçekleşen gösterimler; Hatay depreminden doğan bir umut hikâyesi “Hayatın Çizgisi”, mübadele geçmişinin izini süren “Köklere Yolculuk” ve bilim dünyasında iz bırakan “Hümanist Bir Deha: Gazi Yaşargil” belgeselleriyle izleyicileri derin bir yolculuğa çıkardı.

Yönetmenliğini Osman Sarp Altay ve Deniz Toprak’ın üstlendiği, yapımcılığını Ceyda Yüceer’in yaptığı “Hayatın Çizgisi”, 2023’teki Hatay depreminden sonra denizle yeniden tanışan gençlerin hikâyesini beyaz perdeye taşıdı. Filmde, Samandağ’da sörf tahtasıyla yeniden hayata tutunan gençlerin hikâyesi, izleyicilere umudun ve direncin simgesi olarak yansıtıldı.

Filmin yönetmeni Osman Sarp Altay, “Küçük bir çabanın, bir şehrin geleceğini değiştirme gücü olabilir. Umutsuzluğa kapılmadan yeniden ayağa kalkmak çok önemli” sözleriyle filmin ruhunu özetledi.

Filmin kahramanlarından Derya Gümüş Türkoğlu ise “Hayat da sörf gibi; dengede kalmak için mücadele etmek gerekiyor” diyerek yaşadığı dönüşümü anlattı.

KÖKLERİN PEŞİNDE BİR YOLCULUK

Akademisyen ve yönetmen Bülent Vardar’ın imzasını taşıyan “Köklere Yolculuk” belgeseli, ailesinin Balkan Savaşı yıllarındaki göç hikayesinden yola çıkarak mübadele sürecine ışık tutuyor. Yedi yıl süren yapım sürecinde hem zorluklar hem de beklenmedik dostluklarla karşılaştığını dile getiren Vardar, “Kavala’da arka masamda oturan bir Yunan’ın yardımıyla Lozan Mübadilleri Vakfı’nı buldum. Bu karşılaşma, hikâyemin dönüm noktası oldu” dedi.

Vardar, “Ben taraf tutmadan her iki milletin yaşadığı acıları anlamaya çalıştım. Çünkü bu toprakların geçmişiyle yüzleşmek, geleceğe barışla bakabilmenin tek yolu” ifadeleriyle filmin felsefesini ortaya koydu.

DEHANIN İZİNDE: “GAZİ YAŞARGİL”

Yönetmen Atıl İnaç’ın çektiği “Hümanist Bir Deha: Gazi Yaşargil”, modern beyin cerrahisinin öncülerinden Prof. Dr. Gazi Yaşargil’in sıra dışı yaşamını konu alıyor. Filmin gösterimi sonrası gerçekleşen söyleşiye yönetmen İnaç, yapımcılar Gülen Güler ve Derya Tarım ile Yaşargil’in yakın dostu Prof. Cengiz Kuday katıldı.

Yönetmen Atıl İnaç, “Çocukluk kahramanımın hikayesini anlatmak benim için tarifsiz bir onurdu” derken, yapımcı Gülen Güler “Bu film, bilimin tutku ve merakla nasıl bir iyileştirme yolculuğuna dönüşebileceğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Yaşargil’in çalışma disiplinine vurgu yapan Derya Tarım, “Hocamız 38 saat çalışanlara karşı 100 saat çalışan bir insandı. Onun emeği, azmi ve merakı genç kuşaklara ilham olacak” dedi.

Yaşargil’in meslektaşı Prof. Cengiz Kuday ise unutulmaz bir anıyla salonda duygusal anlar yaşattı: “Hocamız, bilgisayarların yaptığı beyin maketini 1959’da elleriyle kablolardan yapmıştı. Yıllar sonra 12 bin bilim insanı o maketi görünce ayağa kalkıp alkışladı.” Kuday, Yaşargil’in Türkiye’de yeterince takdir görmemesinden duyduğu üzüntüyü dile getirerek, “Sanat ve bilim takdir edilmezse üretilemez. Biz şu an bunun sonuçlarını yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

Altın Portakal’da belgesellerin günü, bir kez daha sinemanın sadece anlatmak değil, ilham vermek ve hatırlatmak için de var olduğunu kanıtladı.